‘’Lambadan çıkan cin” masalı ve arkasındaki bilinçaltı mesaj..! 

1
920
aladdin magic lamp on black with smoke

‘’Lambadan çıkan cin” masalı ve arkasındaki bilinçaltı mesaj..! 

ALAADDİN’İN SİHİRLİ LAMBASI (PUTU)!

Hollywood’un cinleri…

Alaa(e)ddin’in (Sihirli) Lambası, Binbir Gece Masalları’nın en ünlülerinden biri. Büyücü bir dervişin Alaaddin adlı bir çocuğu kendi çıkarları için birtakım güç işlere koşmasını ve iki arasındaki mücadeleyi anlatır.

Kaynaktan kaynağa göre masalda anlatılan olayların sırası değişse de verdiği mesaj aynıdır; iyi yürekli, gayretli, acar kahramanın (Alaaddin) kişiliği, elde ovulunca içinden bir cin çıkan sihirli lamba, kötü yürekli büyücü gibi öğeleriyle tanınmıştır. Derviş, Mustafa adlı ölmüş bir terzinin oğlu olan Alaaddin’le yakınlık kurar. Önce yanına alarak ona yardım eder, sonra da dünyanın merkezinde bulunan sihirli lambayı almak üzere onu yer altına indirir. Orada başına gelenler ve dervişin kendisine yaptıkları Alaaddin’i düşünmeye zorlar. Dervişin iyi niyetli olmadığını, sihirli lambayı kendi çıkarı için istediğini anlayan Alaaddin, türlü serüvenlerden sonra lambayı bularak lambanın içine hapsedilmiş cinin yardımıyla yer altından kurtulur ve büyük servet sahibi olunca sultanın kızıyla evlenir ve mutlu bir yaşam sürmeye başlar.

Evet biz böyle biliyoruz bu hikayeyi…Şimdi de hikayenin kökeninin nereye dayandığını kısaca öğrenelim:

Hikayenin aslı: ‘’NAMTAR’IN LAMBASI’’

Lamba değil. İçindeki Kadim çağlarda anlatılan hikayelere göre ta Babillilerden de önce eski Sümerlilerin, bu topraklarda ilk uygarlığı kuranların anlatılarına göre Namtar bunların karanlık tanrılarından birisiymiş. Yeraltında yaşayan ve kötücül olanlardanmış. Bir gün karanlıklar kraliçesi Ereşkigal’ın emriyle tüm sihir gücünü kullanarak bu lambayı yapmış. Bu lambanın özelliği içine istenen bir ruhani varlığı hapsedebilmesi ve sahibi olanı o lambanın içindeki şeyi yönetebilmesiymiş. Ama tek tılsımı varmış. Sahip dilek dilemedikçe o varlık o dileği gerçekleştirmezmiş. Böylece hep lambanın içinde esir kalırmış. Bunun neden yapıldığı bilinmiyor.

Dinsel metinlere göre Marduk komutan olmazdan önce devler ve canavarlar ordusunun komutanı Kingu’yu hapsetmek için yaptırılmış, Marduk Kingu’yu yenince de vazgeçilmiş. Ama Namtar bunu kendisi için saklamış ve gücünü kullanmak için ateş perisi, rüzgarın efendisi korkutucu iblis Pazuzu’yu içine hapsetmiş. Bir dilek dilenmediği için asırlarca bin yıllarca Pazuzu alacağı intikamın ateşiyle beklemekteymiş. Bu lambanın söylencesi çok eskidir ve bir çok efsanede geçer. Tanrı dedikleri de kesin büyücü taifesidir. Meşhur Alaaddin’in lambası hikayesindeki lambanın asıl budur! Hatta bir rivayete göre sade Pazuzu değil ona eş bir çok iblis ve cinde gene bu lambaya hapsedilmiş.

Bin yıldan fazladır bu ve buna benzer şekilde anlatılan bir hikayedir : Issız bir adaya düşen kişi, sahilde umutsuzca yürürken birden kumların içinde parıldayan bir nesne görür, merakla yaklaşıp bu nesneyi yerden aldığında bunun içi boş bir şişe olduğunu anlar. Ancak içi boş olmasına rağmen ağzında sıkı sıkıya kapatılmış bir tıpa vardır, tıpayı çıkarır çıkarmaz şişenin ağzından çıkan bir duman göğe doğru yavaşça yükselerek bir forma, şekle bürünür. Masaldan bildiğiniz gibi bu bir cindir ve kişiye şöyle der: ’’Yüzyıllardır bu şişede hapistim, beni kurtardığın için sana şimdi bir dilek hakkı (bazen üç oluyor) veriyorum’’ der… Yada bezen eski bir yağ lambasının elle yavaşça ovulmasıyla ortaya çıkar cin. Kişi de buna çok sevinir.

Biz müslümanlar olarak bu uydurma hikayeden hangi sonucu veya hangi sonuçları çıkarmalıyız peki ???

1-) Bu hikaye, kişinin isteklerini Allah’tan değil, cinler gibi aciz mahluklardan istemesi konusunda insanların beynine bilinçaltı bir mesaj sokmaktadır. Eski çağlarda insanlar, cinleri gözlerinde çok büyütmüşler ve hatta kimi kavimler cinlere ilah olduklarına inanmış, cinlere sığınmışlardır. Elbette sonuçta ortaya böyle saçma ve kişiyi şirke sokacak hikayeler çıkmıştır.

Hikaye, sıkıntılı anında kişiyi tek yardım edicisi ve rızıklandırıcısı olan Allah’tan istemek yerine bu tür varlıklara yönelmenin son derece normal bir davranış olduğu izlenimi vermektedir ve çok tehlikelidir. Bu mesajın dikkat dağıtıcı, Allah’tan uzaklaştırıp, çareyi başka yerlerde aramanın meşru olduğu gibi bir hissiyata düşürmek gibi bir tehlikesi vardır.

2-) Hikayede dikkat edilirse cin,kişiye ‘’HER İSTEDİĞİNİ HEMEN VE HİÇ ORTADA YOKKEN, ÂDETA YOKTAN VAR EDEREK VERMEKTEDİR.’’ İşte burada cine HAŞA ! yaratıcılık görevi yüklenir. Ne istediğinizin gerçekten hiç önemi yoktur, cin hemen yaratır..!!! Meselenin içinde ‘’cinler’’ olunca durup bir kez daha düşünmek gerekiyor.

İster bir gemi hayal edin altınızda, ister bir at, lüks bir ev veya araba, ister otuz yıl geriye dönüp gençleşmek gibi akıllara zarar fanteziler kurun kafanızda. Cin halledecektir nasıl olsa !!! İstediklerinizin, hayallerinizin bir sınırı yoktur.

Cin, kişiye ne istediğini sorarken en ufak bir sınır bile koymaz, ‘’ne istersen iste’’ der! Böylece yaratıcılığını ilan etmiş olur, siz kabul edin yada etmeyin. HAŞA !

3-) Tıpkı Cahiliye döneminde, gittiği seyahatlerde putunu yanında gezdiren kimseler gibi. Alaaddin’de lambasını yanından hiç ayırmaz.

4-) Bu alete ‘’sihirli’’ lamba demişlerdir. Sihir iyi bir şeymiş gibi. Lamba sihirli ise ondan çıkan varlık da büyü ile çalışan, çevresine kötü enerjiler yayan kötücül bir varlık olacaktır. Sihirle ilgili her şey kötü ve zarar vericidir.

5-) Cin, kişinin tam da umutsuzluğunun tavan yaptığı bir sırada karşısına çıkar. Sanki kişinin dört elle kendisine sarılacağı ve kendisinden medet umacağı en zayıf anını beklemiştir de o vakit yoluna çıkmıştır. Yani kişinin yardıma ve bu uğurda her tür kutsalını yok sayacak bir noktaya geldiğinde-şirke en açık olduğu anda- cin birden yardım için beliriverir! Bu, Allah’tan ümit kesmekle gelen şeytandır. Ölüm anındaki en umutsuz ve zayıf anımızda şeytanın yanımızda belirerek son anda bizi umutsuzluğa sevk etmesi ve imanımızı çalmak için çalışması gibi bir şeydir bu.

6-) Lambadan çıkan ve emrimize hazır bekleyen dev, yaşam tarzımızı bizim isteklerimize göre düzenler, bize yardımcı olur. Hayatı kolaylaştırmak için sürekli ve otomatik olarak çalışır. Bu da insanı boş hayaller kurmaya, kolay ve haram yoldan kazanmaya, tembellik ve miskinliğe iter. İnsan, bu tür yollarla helal-haram demeden ve hiç düşünmeden her istediğinin hemen olmasını ister. Oysa insan kendisi için önce hayırlı olanı istemeli, zira yüce Allah kulları mü’min kulları için her istediklerini değil ancak hayırlı olanı verir.

Ailelerimizi ve çocuklarımızı bu tür yanlış, şirke düşüren ve küfre götüren, kişiyi imanından eden hikayelerden uzak tutalım ve yaradanın yalnızca ama YALNIZCA yüceler yücesi ALLAH olduğunu akıllardan çıkarmayalım..

1 YORUM

  1. Yahu adam bunu neden bu filmi paylaşan sitelerde yayınlamıyorsun? Bir sürü insanı kandırıp duruyorlar. Yazını alıntılayıp paylaşma gereksinimi duyuyorum.

Comments are closed.