Ruh çağırma celselerinde karşımıza çıkan varlıklar insanlara ait ruhlar DEĞİL, medyumun bedenine girip ona ait vücut sıvılarını kullanarak görünür hale gelen CİNLERDİR…
Zaten medyumun vücudunda bulundukları için çağrılmalarına lüzum kalmayan cinler, bir masa etrafında toplanan meraklı insanlara görünmeleri için talimat aldıklarında beden sıvılarından meydana getirdikleri tuhaf karışımı kullanıp yavaşça dışarıya doğru akmaktadırlar…
Bu fotoğraflarda medyumun yüzünde ve bedeni üzerinde görülen/meydana gelen şekiller, bu kimselerin çağırdıkları daha önce ölmüş bir kişinin dış görünüşüne bürünerek onu taklid eden cinlerin insanlara görünmelerinden başka bir şey değildir…
Ruhlar yüce Allah’ın izni olmadan, vefat ettiklerinde toplanıp saklandıkları berzah aleminden kendi istekleri ile veya bir insanın daveti ile dünyay geri gelemeyecekleri gibi bir kimsenin vücudunu aracı edinerek/bir bedeni kullanarak şekillere bürünemez ve konuşamazlar…
Resimlerde görünen şekillere/şekillenmelere ‘’Ektoplazma’’ adı verilmiştir.
Ektoplazma (ectoplasm), trans haline girmiş medyumların vücutlarından, özellikle ağız, burun, kulak gibi organlarından çıktığı, havada yayıldığı, bazen gözle görülebildiği ve elle dokunulabildiği ileri sürülen şekilsiz (amorf) süptil maddelere verilen addır.
Ektoplazma genellikle, beyaz, kirli beyaz, kurşuni ve bazen de kırmızı renklerde kendini gösterir. Kimi zaman buharımsı, kimi zaman macunumsu bir hal alarak yoğunlaşan süptil bir maddedir.
Ektoplazma örnekleri
Özel niteliklere sahip ektoplazmanın ruhsal irtibat seanslarında çeşitli organ biçimleri kazanabildiği ve hatta kimi zaman bir insan görünümünü kazanabildiği ileri sürülür. Bu yüzden bu tür ektoplazmik oluşumlar kimi yayın organlarında “ruhların fotoğrafları” başlığıyla yayımlanmıştır. Fakat Spiritüalistlere (Ruhçulara, ruhla ilgili çalışma ve araştırmalarda bulunanlara) göre, maddi olmayan bir varlığın fotoğrafı çekilemez; dolayısıyla bunlara “ruhların fotoğrafları” değil, ruhun imajinasyon etkisi altında şekillenen oluşumlar demek daha doğru olur.
Tam da burada farkında olunmadan bir hakikate parmak basılmış olunuyor. Biz bu tespite bir tespit daha ekleyerek ‘’maddi olmayan bir varlığın fotoğrafının çekilemeyeceğini ama cinlerin kendi istekleri ile görünebildiklerini ve bunu belli şekillere girerek gerçekleştirdiklerini’’ hatırlatalım.
Nitekim şeytan çıkarma seanslarımızda bu gerçeği defalarca itiraf etmiş ve bunu insanları aldatmak için yaptıklarını söylemişlerdir. Böylece ruhun öte aleme geçse bile kolayca bu dünyaya dönebileceği ve ahiret hesabı için endişe etmeye gerek olmadığı düşüncesi ve inancı oluşturulmaya çalışılmaktadır…
Yeni ve sahte bir din anlayışı geliştirmek, insanları ruhun varlığını kanıtlamaya teşvik etmek şeytanın tuzaklarındandır.
İnsan, elindeki imkanlarla ruhun varlığını gösteremez. Çekilen bazı fotoğraf ve video kayıtlarında da ölmüşlerin ruhlarını ve hayaletleri gördüğünü zanneden insanoğlu gerçekte cinleri görmüştür…