NAZARA DİNİ BAKIŞ
Nazarla ilgili birkaç hadis nakledelim:
1-) İbnu Abbas (Ra.) anlatıyor: Resulullah (Sav.) buyurdular ki: ‘’Göz değmesi haktır. Eğer kaderi (delip) geçecek bir şey olsaydı, bu göz değmesi olurdu. Yıkanmanız taleb edilirse yıkanıverin.”
(Müslim, Selam 42, (2188); Tirmizi, Tıbb 19, (2063)
2-) Hz. Aişe (Ra.) anlatıyor: ‘’Gözü değene (ain) abdest alması emredilir, onun abdest suyu alınır, bununla göz değmesine uğrayan (main) yıkanırdı.’’
(Ebu Davud, Tıbb 15, (3880)
3-) Muhammed İbnu Ebi Ümame İbni Sehl İbni Hanif, babasından şunları işittiğini anlatmıştır: ”Babam Sehl (Ra.) (Cuhfe yakınlarındaki) Harrar denilen mevkide yıkandı. Üzerindeki cübbeyi çıkardı. Bu sırada Amir İbnu Rabi’a ona bakıyordu. Sehl, bembeyaz bir tene, güzel görünüşlü bir cilde sahipti. Amir: ”Ne bugünkü bir manzarayı, ne de böylesine ancak çadıra çekilmiş bakirede bulunabilen bir cildi hiç görmedim.’’ dedi. Sehl daha orada iken hummaya yakalandı ve rahatsızlığı şiddet peyda etti (ve yere yıkıldı). Durum Resulallah (Sav.)’a haber verildi ve: ”Başını kaldıramıyor’’ dendi. Halbuki Sehl orduya kaydedilmişti. ‘’Ya Resulallah o, sizinle gelemez vallahi başını bile kaldıramıyor!’’ dediler. Aleyhissalatu vesselam: ”Onunla ilgili olarak herhangi bir kimseyi itham ediyor musunuz?’’ diye sordu. ”Amir İbnu Rebia var.” dediler. Resulullah (Sav.), onu çağırtıp kendisine kızdı ve: ”Sizden biri niye kardeşini öldürüyor? Niye bir ”Barekallah!’’ demedin? Onun için abdest al!’’ buyurdu. Bunun üzerine Amir yüzünü, ellerini, kollarını, dizlerini ve ayaklarının etrafını ve izarının içini bir kaba yıkadı. Sonra, bir adam bu suyu onun (Sehl’in) üzerine arkasından döktü; derken o anında iyileşti.’’
(Muvatta, Ayn 1, (2, 938)
4-) Ebu Said el-Hudri (Ra.) şöyle anlatmaktadır: ”Resulullah (Sav.) ’Cinlerin ve insanların nazarından Allah’a sığınırım’, gibi dualarla cinlerin nazarından, sonra da insanların nazarından Allah’a iltica ederdi. Sonra Muavvezeteyn (Felak ve Nas Sureleri) inince bu surelere devam etti. Diğer duaları terk etti.”
(İbni Mace, Tıb: 34)
5-) ‘”Göz değmesi haktır. Deveyi kazana, insanı da kabre sokar.”
(Keşfü’l-Hafa, 2: 76)