HASET NEDİR?
Haset, bir kimsenin kendisinde olmayıp da başkasında olan mal-mülk, şahsi kabiliyet, güzellik-yakışıklılık ve bunun gibi özellik ve nimetleri kıskanmak, çekememezlik ve bu nimetlerin yok olmasını istemektir.
Bir nimetin hak sahibinden yok olmasını temenni etmektir. Rivayet olunmuştur ki mümin gıbta eder, münafık haset eder. Haset, bir nimetin kendisine dönmesini isteyip istememekten daha genel bir anlam ifade eder. Yani hasedde aslolan mana bir nimetin, bir faziletin, bir olgunluğun sahibinden çıkıp yok olmasını ve kendisine geçmesini istemek, gerek istesin ve gerekse istemesin, ihtiyacı olsun veya olmasın, başkasında bulunmasını çekememektir. Öyle ki, hasetçiye; ”Onunki onda dursun da sana da verelim.” deseler memnun olmaz, haset ettiği kişinin malı elinden gitse, kendisine hiç bir şey verilmese bile bu durumdan hoşlanır. Özellikle de haset olunan nimet, hasedçi tarafından gasp edilmesi, kazanılması mümkün olmayan doğuştan meydana gelen kabiliyetler, şahsi faziletler ve kendine özgü olgunluklar kabilinden olursa, hased eden o zaman bütün bütün fazilet düşmanı kesilir ve onu kendine döndüremediğinden dolayı hased ettiği kişiyi haksız yere yok etmekle teselli bulmak ister. ‘’Allah korusun.’’
Özetle, hasedçi, kendisinin iyiliğini değil, diğerinin kötülüğünü ister. Bir kimse bir mal veya yeteneğin başkasından kaybolmasını istememekle beraber, kendisi için de onun gibisini veya daha iyisini isterse, o haset etmek değil, gıbta etmek, imrenmektir.
KUR’AN-I KERiM’DE HASET
Kur’an’da hasedin ne olduğu, kişiye ve cemiyet hayatına ne gibi zararlar verdiğini anlatan bazı kıssalar anlatılmaktadır. Konunun daha iyi anlaşılabilmesi için şimdi bu ayetleri zikredelim:
1-) HASED CİNAYETE SEVK EDER: ‘’Onlara Adem’in iki oğluyla ilgili haberi hakkıyle oku. Hani her ikisi birer kurban sunmuşlardı, birinden kabul edilmiş, diğerinden kabul edilmemişti. (Kurbanı kabul edilmeyen, ötekine): ‘’Seni öldüreceğim’’ demişti. Diğeri ise şöyle demişti: ‘’Allah, yalnız kendisinden korkanlardan kabul eder. Allah’a yemin ederim ki, sen beni öldürmek için bana el uzatsan da, ben seni öldürmek için sana el uzatacak değilim, ben alemlerin Rabb’i olan Allah’tan korkarım. Ben isterim ki sen, benim günahımı da, kendi günahını da yüklenip ateş halkından olasın! Zalimlerin cezası budur’’. Bunun üzerine kurbanı kabul edilmeyenin nefsi kendisini, kardeşini öldürmeye teşvik etti ve onu öldürdü. Böylece zarara uğrayanlardan oldu. Derken Allah bir karga gönderdi, ona kardeşinin cesedini nasıl gömeceğini göstermek için toprağı eşeliyordu. ‘’Yazıklar olsun bana, şu karga kadar olup da kardeşimin cesedini gömmekten aciz miyim ben?’’ dedi ve pişman olanlardan oldu.’’ (Maide, 27-31)
2-) GERÇEKLERİ GÖREMEMEYE SEVK EDER: ’’İnsanlar tek bir ümmetti. Ayrılmaları üzerine Allah, rahmetinin müjdecileri ve azabının habercileri olmak üzere peygamberler gönderdi ve beraberlerinde hak ile ilgili kitap indirdi ki, insanların, aralarında ihtilaf ettikleri şeyler hakkında hakem olsun. Bunda da sırf o kitap verilenler, kendilerine bunca deliller geldikten sonra tuttular, ARALARINDAKİ HIRS VE KISKANÇLIK YÜZÜNDEN ANLAŞMAZLIĞA DÜŞTÜLER. Bunun üzerine Allah kendi izniyle, iman edenleri, onların hakkında anlaşmazlığa düştükleri hakka, ulaştırdı. Allah, dilediğini doğru yola iletir.’’ (Bakara, 213)
Yüce Allah Kur’an-I Kerim’de “Haset” kelimesini 4 yerde zikretmiştir. Hased:
1-) İNSANLARI YOLDAN ÇIKARIR: ’’ Ehl-i kitaptan birçoğu arzu etmektedir ki, sizi imanınızdan sonra çevirip kafir etsinler: HAK KENDİLERİNE İYİCE BELİRDİKTEN SONRA BİLE SIRF NEFİSLERİNDEN VE KISKANÇLIKTAN DOLAYI BUNU YAPARLAR. Buna rağmen siz şimdi af ile, hoşgörüyle davranın ta Allah emrini verinceye kadar. Şüphe yok ki Allah her şeye kadirdir.’’(Bakara, 109)
2-) ARA BOZAR: ’’Siz ganimetleri almak için gittiğinizde geri kalanlar: ‘’Bırakın biz de arkanıza düşelim.’’ diyeceklerdir. Onlar, Allah’ın sözünü değiştirmek isterler. De ki: Siz bizimle gelemeyeceksiniz. Allah daha önce böyle buyurmuştur. ONLAR SİZE: ‘’BİZİ KISKANIYORSUNUZ’’ diyeceklerdir. Bilakis onlar, pek az anlayan kimselerdir.’’ (Fetih, 15)
3-) TAMAH ETTİRİR: ‘’Şu kendilerine kitaptan (okuma yazmadan) bir nasip verilmiş olanları görmüyor musun! Onlar puta ve şeytana inanıyorlar. Ve Allah’ı tanımayanlara, ‘’Bunlar, müminlerden daha doğru yoldadır.’’ diyorlar. Onlar, Allah’ın lanet ettiği kimselerdir. Allah kime lanet ederse artık ona asla bir yardımcı bulamazsın.Yoksa onların mülkten bir payı mı vardır. Eğer öyle olsaydı, insanlara bir çekirdeğin zerresini bile vermezlerdi. YOKSA ONLAR, ALLAH’IN LÜTUF VE KEREMİNDEN İNSANLARA VERDİĞİ NİMETLERİ KISKANIYORLAR MI? Şüphesiz biz, İbrahim ailesine de kitap ve hikmeti vermiştik. Hem de onlara büyük bir mülk ve saltanat ihsan ettik.’’ (Nisa, 51-54)
4-) DÜŞMANLIK DOĞURUR: ’’Ve hased ettiği zaman hasetçinin şerrinden.’’ (Felak, 5)
Haset kelimesi Felak suresinde 2 kez zikredilmiştir.
NAZAR-HASED İLİŞKİSİ
Nazarın nedeni duygu yoğunluğudur. Nasıl ki öfke bedende belli bir etkiye sahipse, kıskançlık veya aşırı sevme, beğenme gibi duygular da göz üzerinden dışarıya tesir edebilmektedir.
Nazarla haset arasında önemli bir ilişki vardır. Öyle ki, kişi hasedlendiği kimseye karşı nefsini kin, öfke ve düşmanlık gibi kötü ve yıkıcı duygularla yönlendirdiğinde, “göz değmesi” yani nazar dediğimiz durum meydana gelir.